6.10.09

sevmek.

uff artık sevmek nedir bilmiyoruz. bilemiyoruz. hayatımızdaki herşei herkesi, küçük bi çocuğun oyuncağını sevdiği gbi seviyoruz. elimizden alınınca ağlıyoruz. ne haddimizeyse para verip aldığımız oyuncakları sahiplendiğimiz gibi sahipleniyoruz sevdiklerimizi. çok canım sıkılıo.
nolur azcık olgun olsak yahu... ole kalbimizle sevsek, aklımızla sevsek insan gibi sevsek birbirimizi... acaba sorun saygı duymak mı?? yok onu da bilmiyoruz ama bu başka bişi..
aslında aileden gelen bişi olabilir. yani babamız bizi o kadar çok seviyor ki hata yapınca dövüyor. başımıza bişi gelmesin die eve kapatıyor vs. (tabi bunlar çok somut ornekler illa bole olması gerekmez duygusal baskı da söz konusu olabilir.) sonra biz buyuyoruz ve kız/erkek arkadasımızı o kadar çok seviyoruz ki ama o kadar çok seviyoruz ki canımızı yakınca onu cezalandırma hakkını görüyoruz kendimizde. eğer üzüldüysek üzmeliyiz. canımız yandıysa biz de baskasının canını yakmalıyız. evet insanda güdülenme bu şekilde olabilir. ilkokulda işler boyle yuruyebilir, "ama örtmenim once o vurdu" kafasında olunabilir yani. yani yani=))) ancak, güdülerimizle hareket etsek dunya nasıl bir yer olurdu? ego ve super egolarımızı ignore etseydik toplum nasıl bir arada tutulurdu?? bunları sormak lazım kendimize. çünkü ancak bu şekilde hayvanlardan ayrılabiliriz.
dünyada tüm canlıların canı yanar, mesele insan olmayı taşıyabilmekte.. acı kişiyi olgunlaştırır. acı üretkenliğin anasıdır-ki nietzche de benmle aynı fikirde=) bu yuzden yaşayabildiğimiz her duygu gbi bunun da kıymetini bilmeliyiz die düşünüorm, ve inanıyorum ki
azıcık idimizi bastırabilirsek, azıcık yüreklerimizi olgunlaştırabilirsek, azıcık kendimize değer verirsek sevmek daha keyifli olur. sevilmek daha heycanlı olur.. aşk dediğinin; acısı bile güzel olur;)


demek istediğimi bir de şöyle anlatabilirim:
http://www.youtube.com/watch?v=bvImiozANwgNR=1&feature=fvwp

1 yorum:

  1. Belkide karşındakinin canı çok yanmıştır.Haketmediğine inanmıştır bazı şeyleri.Kabul edemediği oyuncağın elinden alınması değilde ,oyuncağının ondan habersizce gitmesidir ve belki her gece o oyuncağına sarılarak uyuyodur.Sevmiştir , çok sevmiştir alışmıştır o oyuncağa ve bigün oyuncağın gitmesi gerekiyosa önceden haberi olsun ister.Canı yanmıştır her gece beraber uyuduğu bu oyuncağın bi anda ve kabul edemediği sebepler yüzünden yanında olmamasına.Söyledikleri ve tepkileri bu yüzdendir , kızmıştır ve kabullenemez.Ardına bakmadan gitmeyi göze alan oyuncak bilmez ki çocuğun Eternal sunshine'da ki hikayenin gerçek olmasını istediğini.Bilmez ki onu yeniden hiç tanımıyomuş gibi karşısına çıkmasını ve onu yeniden sevmesini istediğini.Herşeyin sebebi bellidir aslında ama oyuncak belki bunu açıkca görmek ve kabul etmek istemez.Çünkü oyuncak susar ,oyuncak masumdur hiç bişey yapmamış gibi gözükür.Ama belki de oyuncak kendine sormalıdır önce.Neden böyle oldu diye????Aslında o da farkındadır herseyin!!

    YanıtlaSil

İzleyiciler